SEÇER “SUYU; 360 DERECE SU YÖNETİMİ İLE İZLİYORUZ”
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ile Adana Büyükşehir Belediyesi iş birliğinde düzenlenen ve küresel ölçekte değerlendirilmesi gereken bir kriz unsuru olan su kaynaklarının tükenişini ele alan ‘Başka Bir Su

Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ile Adana Büyükşehir Belediyesi iş birliğinde düzenlenen ve küresel ölçekte değerlendirilmesi gereken bir kriz unsuru olan su kaynaklarının tükenişini ele alan ‘Başka Bir Su Yönetimi Mümkün Panel ve Semineri’ne katıldı. Programda, kuraklığın artık uzak bir tehdit değil, etkileri her geçen gün artan somut bir gerçeklik olduğuna dikkat çekildi. Bu kapsamda düzenlenen program, söz konusu sorunlara çözüm yolları geliştirilmesine katkı sunmayı amaçladı.
Programda konuşan Başkan Seçer, Mersin Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (MESKİ) bünyesinde kurdukları SCADA Sistemi ile suyun her noktada ve her an kontrolünü sağladıklarını belirterek,“Suyun kaynağından çıkışından itibaren arıtılmış olarak deşarjına kadar bütün süreçleri 360 derece su yönetimi ile bütüncül olarak izliyoruz” dedi. Seçer, Mersin için çok önemli iki baraj olan Pamukluk ve Berdan’ın havza koruma planlarını bitirdiklerini ve ilgili kurumdan görüş beklediklerini belirterek, “Hemen akabinde planları uygulamaya başlayacağız. O havzaları koruyacağız, ‘buraya insan eli değmeyecek’diyeceğiz ve inşaat yaptırmayacağız” ifadelerini kullandı.
GES ve biyogaz jeneratörleriyle elektrik üretimleri yaptıklarını ve yeni projelerin de olduğunu söyleyen Seçer, “7, 6 ve 20 megavat olmak üzere 3 ayrı yerde toplamda 33 megavatlık yatırımlarımız var. Bunlar sayesinde MESKİ, kurulu gücünün yüzde 45’ini yenilenebilir enerji ile sağlanmış olacak” dedi.
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ile Adana Büyükşehir Belediyesi iş birliğinde düzenlenen ve küresel ölçekte değerlendirilmesi gereken bir kriz unsuru olan su kaynaklarının tükenişini ele alan ‘Başka Bir Su Yönetimi Mümkün Panel ve Semineri’ne katıldı. Programda, kuraklığın artık uzak bir tehdit değil, etkileri her geçen gün artan somut bir gerçeklik olduğuna dikkat çekildi. Bu kapsamda düzenlenen program, söz konusu sorunlara çözüm yolları geliştirilmesine katkı sunmayı amaçladı.
Programa; Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’in yanı sıra; Adana Büyükşehir Belediye Başkanı ve TBB Başkan Vekili Zeydan Karalar, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin, CHP Parti Meclisi Üyesi ve İklim Değişikliği Politika ve Araştırma Derneği Başkanı Baran Bozoğlu, TBB Genel Sekreteri Suat Yıldız, Tarım ve Orman Bakanlığı Koordinatörü Ahmet Güneş, Adana Tarım ve Orman İl Müdürü Mehmet Nuri Kökçüoğlu, Adana ve Mersin’den ilçe belediye başkanları, rektörler, üniversite temsilcileri, STK, kurum ve oda temsilcileri ile muhtarlar katıldı. Seçer konuşmasında, su krizine karşı yürüttükleri çalışmalara değinerek; altyapı yatırımları, SCADA Sistemleri’yle izleme, havza koruma planları, gri su uygulamaları, arıtılmış suyun tarım ve sanayide kullanımı, yenilenebilir enerji projeleri, eğitim faaliyetleri ve merkezi yönetimle iş birliği gerekliliği gibi başlıkları ele aldı.
Başkan Seçer: “Başka bir su yönetimi mümkün”
Türkiye Belediyeler Birliği tarafından gerçekleştirilen‘Başka Bir Su Yönetimi Mümkün Panel ve Semineri’nde konuşan Başkan Seçer, ‘Başka bir su yönetimi mümkün’ diyerek, “Demek ki mevcut su yönetimi pek tatmin edici değil. Onun için bu panel yapılıyor ve ‘daha farklı ne yapabiliriz?’ diye bir arama içerisindeyiz” dedi.
“Sadece Türkiye değil, dünya bir su stresi yaşıyor”
Sadece Türkiye’nin değil, dünyanın su stresi yaşadığını kaydeden Seçer, bakıldığı zaman Türkiye’nin sanki çok su zengini bir ülke gibi görüldüğünden söz etti. Su kaynaklarının hiçbir zaman tükenmeyeceği gibi yanlış bir algıya sahip olunduğuna da değinen Seçer, rakamlara bakıldığı zaman bu durumun doğru olmadığını ifade etti. Seçer, her geçen gün de geriye doğru gidildiğini belirterek, “Türkiye, 20 yıl önce kişi başına 4 bin metreküp su kullanabilir hacme sahipti. Bugün ise bu rakam 1200-1300 metreküplere düştü. Böyle giderse, farklı ve yeni bir su yönetimini ortaya koymazsak belki bundan 5 sene sonra bu rakamlar 1000 metreküpün altına düşecek” diye konuştu.
“Bir yönetici olaraksöylüyorum; artık yolun sonu göründü”
Seçer, tarımın içerisindeki demode olmuş sulama sistemlerinin, bilinçsiz yer altı su kullanımının hem tarımda hem sanayide ruhsatsız olmasının, yeraltı sularına yönelik sanki hiç bitmeyecekmiş gibi yapılan çalışmaların su stresine sebep olduğundan söz etti. Seçer, su stresini yaratan durumların yanı sıra, mevcut suyun da iyi yönetilemediğine dikkat çekerek, sorunun çift taraflı olduğunu ifade etti. Seçer, “Zaten insanlık kendi kendini yok ediyor. ‘Kalan mevcut yer altı zenginliklerimiz de az’ diye bağırıyoruz, bunu dünya konuşuyor. Küresel iklim krizi var, yağış rejimleri değişti, anormal bir hal aldı, bilimsel verilere aykırı yağmurlar olmaya başladı. Ama baktığınız zaman da her şey aynı tas aynı hamam devam ediyor. Bir türlü bir yol almıyoruz ama almak zorundayız. Bir yönetici olarak söylüyorum; artık yolun sonu göründü”ifadelerini kullandı.
Seçer’den su kıtlığı ile mücadele konusunda katılımcı demokrasi vurgusu
Geçtiğimiz ve daha önceki kış mevsiminin kurak geçtiğini hatırlatan Seçer, şehirlerde başlayan susuzluğa dikkat çekti. Kayıp-kaçakla mücadele ettiklerini aktaran Seçer, halk için temin edilen temiz içme suyunun bahçe sulamada kullanılmaması konusunda verdikleri mücadeleyi aktardı. Su temini planlamalarının bahçe sulamak veya gereksiz kullanım için değil; temiz içme suyu temini için yapıldığını aktaran Seçer, vatandaşların su kullanımı konusunda daha bilinçli olmaları gerektiğini dile getirdi.
Seçer, belediye yönetiminde sivil toplum, üniversite, meslek odaları ve alanında uzman kişilerle çalışmanın, onları dinlemenin ve onlarla birlikte kenti yönetmenin önemine değinerek, ‘katılımcı demokrasi’ vurgusu yaptı. Seçer, su kıtlığı ile mücadele konusunda da katılımcı demokrasi uygulanması gerektiğini belirterek, “Su konusunda da herkesin katkı vermesi lazım. Bilen, deneyim yaşamış kurumlar ve belediyeler; bilmeyen belediyelere deneyimlerini aktarmalıdır. Bu toplantılar deneyimleri birbirimize aktarmak için yapılıyor” dedi.
“‘Kaynaklar hiç tükenmez’ anlayışı var”
Suyun sadece paradan, ekonomiden, üretimden ve modern yaşam için kullanımdan ibaret olmadığının altını çizen Seçer, avcı-toplayıcı dönemde insanoğlunun böyle bir sorunu olmadığından söz ederek, modern bir yaşama geçilip, sanayi ve teknoloji ile uğraşıldığı zaman, buna paralel olarak suya da daha fazla ihtiyacın oluştuğunu kaydetti. Seçer, “Pamuğun toplandığı andan itibaren kumaş olana kadar ya da giydiğimiz ayakkabıların, meşinlerin, köselenin yapımında, araba üretiminde, 1 dekar tarladan 1 ton mısır elde ederken kullanılan su miktarına bir bakalım. İnsanoğlunda ihtiyaçlar sonsuza gider. İşte bu bilinçsiz talepleri yaparken de kaynaklar hiç tükenmez anlayışı var” dedi.
“Her bireyin ve canlının suya erişim hakkı vardır”
Suyun adil ve erişilebilir olmasının öneminden söz eden Seçer, “Özellikle demokrasilerde, hukuk devletlerinde, refah toplumlarında her bireyin ve canlının suya erişim hakkı vardır. Bunların temin edilmesi lazım. Bizim teknolojiden en azami düzeyde faydalanmamız lazım” dedi. Su konusunda en önemli role sahip kurumun başta yerel yönetimler olduğunun altını çizen Seçer, “Yerel yönetimler; yönettiği şehrin sorunlarına en hâkim, en örgütlenmiş ve doğal olarak da su yönetiminde görevinden ve yetkisinden dolayı en fazla müktesebatı olan kurumlardır” dedi ve belediyelerinin kamu kurumları ile iş birliğinde birçok konuyu ortak götürmesinin de önemine vurgu yaptı.
“Maliyetimizi etkileyen unsurlarda devasa bir fiyat artışı var”
Yatırımları ve hizmetleri yaparken teknolojiyi kullanmanın gerekli olduğunu, ancak bunun da maliyetleri artırdığını sözlerine ekleyen Seçer, “Su hizmeti verirken vatandaşa en uygun fiyatta vermek zorundayız. Belediye başkanları olarak günümüz maliyetlerinde çok zorlanıyoruz. Vatandaşa su temin ederken harcadığımız maliyet, su hizmeti karşılığında aldığımız bedelin 2 katından fazladır. Çünkü Türkiye’de akaryakıt, elektrik başta olmak üzere her şey pahalı. Maliyetimizi etkileyen unsurlarda devasa bir fiyat artışı var” dedi.
“Suyu; kaynağından çıkıp arıtıldığı ana kadar 360 derece su yönetimi ile izliyoruz”
Seçer, kurdukları Su, Enerji, Sayaç ve Güvenlik SCADA Sistemi ile suyun her noktada ve her an kontrolünü sağladıklarını belirtti. Yenişehir İlçesi’ni pilot bölge olarak seçtiklerini ve akıllı sayaç uygulaması yaptıklarını sözlerine ekleyen Seçer, “‘Bu bize neler getiriyor, ne bedel ödemişiz, karşılığında nasıl bir rasyonalite var?’sorularının cevabını alacağız. Onu yeni bitirdik, bakıyoruz. SCADA Sistemi ile suyun kaynağından çıkışından itibaren arıtılmış olarak deşarjına kadar bütün süreçleri 360 derece su yönetimi ile bütüncül olarak izliyor ve daha kolay yönetiyoruz. Bu yatırımları büyük bir bütçeyle yapıyoruz. Ekonomik ve yönetim kolaylığı ile su tasarrufu olarak her açıdan muazzam yatırımlar” diye belirtti.
“Havzalarımızı koruyacağız, inşaat yaptırmayacağız”
Seçer, Mersin için çok önemli iki baraj olan Pamukluk ve Berdan’ın havza koruma planlarını bitirdiklerini belirterek, “Şu anda Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü’nden görüş bekliyoruz. Hemen akabinde uygulamaya başlayacağız. O havzaları koruyacağız, inşaat yaptırmayacağız. Belirli sınırlar çizeceğiz. Ondan sonra; ‘Buraya insan eli değmeyecek’ diyeceğiz” ifadelerini kullandı.
‘Gri su uygulaması ile ilgili çalışmaları çok önemsiyoruz’ diyerek konuşmasını sürdüren Seçer, 7 arıtma tesisinden de çıkış parametreleri uygun olan suları peyzaj alanında sulama suyu olarak kullandıklarını belirtti. Mersin’de bulunan Şişecam Soda Sanayi A.Ş. ile yaptıkları protokolü anlatan Seçer, “Bizim merkez arıtma tesisimiz olan Karaduvar Atıksu Arıtma Tesisi’nin günlük kapasitesi 190 bin metreküp. Biz Şişecam Soda Sanayi ile bir protokol imzaladık. 22 milyon Euro’luk bir proje. Bunu fabrika üstlendi. Soda sanayisine isale hattı çektik. Şimdi arıtmasını kuruyorlar. O suyu alıp bir daha arıtacak ve proses suyu olarak kullanacaklar. 2 yıl önce biz bunu planlamıştık. Çalışmaların yüzde 70’i bitti. Merkez arıtmamızdan çıkan suyun yüzde 50’sini soda sanayinde proses suyu olarak kullanacağız” dedi.
“Yatırımlarımız sayesinde MESKİ, kurulu gücünün yüzde 45’ini yenilenebilir enerji ile sağlayacak”
GES ve biyogaz jeneratörleriyle elektrik üretimleri yaptıklarını söyleyen Seçer, “GES’i önemsiyoruz. 7, 6 ve 20 megavat olmak üzere 3 ayrı yerde toplamda 33 megavatlık yatırımlarımız var. Bizim şu anda 7.5 megavat kurulu gücümüz var. 4 yılın sonuna kadar bunlar tamamlanacak. Mersin Su ve Kanalizasyon İdaresi’nin kurulu gücünün yüzde 45’i yenilenebilir enerji ile sağlanmış olacak” ifadelerine yer verdi.
“Tarımsal kooperatiflere yüzde 50 hibeli GES desteklerine başladık”
Tarımsal sulama alanında destekler yaptıklarını ifade eden Seçer, “Bu yıl tarımsal kooperatiflere yüzde 50 hibeli GES desteklerine başladık. ‘Sulama borularını biz veriyoruz ama GES de yapın’ diyoruz. Bunları daha çok tahkim edeceğiz, yeni tedbirler alacağız. Yerel yönetimler olarak üzerimize düşeni yapacağız”dedi. Su tasarrufu, çevre ve deniz temizliği konularında yılda 40 bin çocuğa eğitim verdiklerinin bilgisini paylaşan Seçer, ODTÜ ile iş birliği içerisinde de eğitimler verdiklerini kaydetti. Yapılan panel ve seminerin yeni fikirler edinmek adına önemli olduğuna değinen Seçer, emeği geçenlere teşekkür etti. Programın Adana’da yapılmasının da ayrıca önemli olduğuna değinen Seçer, “Hem küresel iklim değişikliği hem su konusu hem de su yönetimi konusunda Çukurova Havzası muazzam isabetli bir bölge. Umut ediyorum bu panel çok güzel neticeler verecek. Bütün kurumlarımıza katkı sağlayacak bir sonuç doğuracak” dedi.
Başkan Karalar’dan hızla tükenen su kaynaklarına acil önlem çağrısı
Su kaynaklarının hızla azaldığının ve acilen önlem alınması gerektiğinin altını çizen Adana Büyükşehir Belediye Başkanı ve Türkiye Belediyeler Birliği Başkan Vekili Zeydan Karalar, “Dünyada 2,1 milyar insan temiz suya erişemiyor. Her gün 5 yaşın altındaki 700’den fazla çocuk hijyenik su erişimi olmadığı için canından oluyor. 2030’a kadar 700 milyon kişinin susuzluk nedeniyle göç edeceği varsayılıyor. Ülkemizin de yüzde 22’si çölleşme riski yaşıyor. Önlem alınmazsa dünyadaki mevcut temiz su 2032 yılında insanların sadece yüzde 60’ının ihtiyacını karşılayacak. 7 yıl sonra bu tehlike karşımızda” dedi. Su kaynaklarının doğru kullanılması gerektiğini vurgulayan Karalar, tüm Türkiye’nin en hızlı şekilde kapalı sisteme geçmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca Mersin’in vahşi sulamaya karşı aldığı önlemlerin her yerde uygulanması gerektiğini de belirten Karalar, önlemlerin uygulanabilir olması için bütün yurttaşlara da çağrı yaptı.
Yıldız: “Gelecek nesiller için başka bir su yönetiminin mümkün olduğuna inanıyoruz”
Bu programın, suyun geleceğine dair politikaların belirleneceği bir program olduğunu ve yerel yönetimlerin de bu konuda üstlenebileceği görevler olduğunu kaydeden Türkiye Belediyeler Birliği Genel Sekreteri Suat Yıldız da “Su sadece bir altyapı konusu değildir. Aynı zamanda sosyal, ekonomik ve çevresel boyutları olan, adaletli paylaşımı gerektiren kamusal ve evrensel bir değerdir. Bu nedenle programımızın başlığı; ‘Başka Bir Su Yönetimi Mümkün’ şeklinde belirlenmiştir. Kaynaklarımızı etkin kullanmak, teknolojiyi yerinde ve doğru şekilde entegre etmek, toplumumuzun bilinç düzeyini yükseltmek için atacağımız adımlar yalnızca bugünün ihtiyaçlarını karşılamakla kalmayacak; gelecek kuşakların yaşam kalitesini de doğrudan etkileyecektir. Biz, gelecek nesiller için başka bir su yönetiminin mümkün olduğuna inanıyoruz” diye konuştu.
Program, konuşmaların ardından alanında uzman kişiler tarafından gerçekleştirilen panel ve seminer ile devam etti.