“SU KRİZİ KAPIDA DEĞİL, İÇİMİZDE: ÇÖZÜM BEKLEMİYOR, ÇÖZÜM ÜRETİLMELİ”

Son günlerde Türkiye genelinde barajlardaki doluluk oranlarının hızla azalması, artık ertelenemez bir su krizi gerçeğiyle karşı karşıya olduğumuzu açıkça göstermektedir.

Güncel Yayın: 20 Ağustos 2025 - Çarşamba - Güncelleme: 20.08.2025 16:49:00
Editör - Administrator
Okuma Süresi: 3 dk.
Google News

Su Yaşamdır!

Son günlerde Türkiye genelinde barajlardaki doluluk oranlarının hızla azalması, artık ertelenemez bir su krizi gerçeğiyle karşı karşıya olduğumuzu açıkça göstermektedir. Bu sorun yalnızca evlerde musluktan akan suyu değil; sanayiciden esnafa, tarımdan ihracata, turizmden ev yaşamına kadar toplumun tüm kesimlerini doğrudan etkilemektedir.

Uzmanların da yıllardır dile getirdiği gibi, geleceğin savaşları enerji ve su kaynakları üzerine olacaktır. Bu nedenle özellikle ülkemizdeki belediye başkanları ve tüm yetkili kurumlar, bu sorunun yalnızca sözcülüğünü yapmak yerine çözüm üretmekle yükümlüdür. İlgili makam sahiplerinin şikayet etmeleri görevleri ile ters düşmektedir.
Halkın, çiftçinin ve sanayicinin gördüğü gerçeği, karar vericilerin görmezden gelme lüksü yoktur.

Çukurova her ne kadar su konusunda zengin olsa da, önlem alınmalıdır. Bölge, su kaynakları açısından Türkiye’nin en zengin havzalarından biri olmasına rağmen, yanlış yönetim ve yetersiz planlama nedeniyle tarımsal üretimde risklerle karşılaşabilir.

MESİAD’ın zamanında öncülüğünü gerçekleştirdiği ve halen takipçisi olduğu “Pamukluk Barajı” kentin hem sulama hem de içme suyu olarak 50 yıllık ihtiyacını karşılayacak olması sebebi ile kentimiz adına vizyoner bir projedir.

Bugün doğru politikalarla yönetildiğinde Çukurova bölgemiz yalnızca Türkiye için değil bölge ülkeleri açısından da bir “su cazibe merkezi” haline gelebilir. Hatta ilerleyen dönemlerde “su göçü” alması, yani tarımsal ve ekonomik anlamda daha da cazip hale gelmesi mümkündür. Bu potansiyelin ortaya çıkabilmesi için:

  • Ulusal ölçekte bir su seferberliği başlatılmalı, toplumun her kesimi bilinçlendirilmelidir.
  • Tarımsal sulamada modern ve verimli yöntemler uygulanmalı, kayıp ve israf önlenmelidir.
  • Mevcut barajlara bağımlılık yerine alternatif kaynaklar geliştirilmelidir.
  • Dünya örnekleri incelenerek, deniz suyunun arıtılması gibi çözümler Çukurova’da da hayata geçirilmelidir.

Dubai’de uygulanan deniz suyunun arıtılarak tarımda ve şehir yaşamında kullanılması modeli, bugün Çukurova için de geçerli ve uygulanabilir bir projedir. Bu tür adımlar artık hayal değil, zorunluluktur.

Son olarak şunu ifade etmek isterim:
Vatandaşın, çiftçinin ve sanayicinin farkında olduğu su krizini çözmekle yükümlü olanlar, yalnızca sorunları dile getirmekle yetinemez. Çözüm üretmek, proje geliştirmek ve uygulamaya koymak onların asli görevidir. Bugün gösterilecek irade, yarının kuruyan topraklarını, kaybolan üretimini ve göç veren tarım bölgelerini önleyecektir.

Mersin’in, Çukurova’nın ve ülkemizin geleceği için tüm kurumlarımızı bu konuda sorumluluk almaya, seferberlik ruhuyla hareket etmeye ve somut adımlar atmaya davet ediyorum.

Adnan Gündoğdu
MESİAD Yönetim Kurulu Başkanı

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.